Jeotermal Santrallerden Ekonomiye 260 Milyon Dolarlık Katkı
Basın Bülteni
20 Haz, 2017 13:40
Jeotermal Santrallerden Ekonomiye 260 Milyon Dolarlık Katkı
Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER), ‘Sektör Değerlendirme Raporu’nu açıkladı. Yenilenebilir enerji kaynaklarından olan jeotermal enerjinin aranması, keşfi ve işlenmesi sürecinde karşılaşılan zorluklar, bu süreçte oluşan masraflar ve sürecin tümünde yapılması gerekenler söz konusu raporda belirlendi.

Jeotermal Sayesinde Dışa Bağımlılık Azalacak

Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER), ‘Sektör Değerlendirme Raporu’nu yayınladı. Yerli ve Milli enerji kaynağımız jeotermal enerjiyle üretilen elektriğin ekonomiye katkısı sayısal verilerle sunulurken, YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynak Destekleme Mekanizması) tarafından verilen alım garantisinin sektörün devamlılığı için gerekliliğine yönelik vurgu yapıldı. Yatırımlar sayesinde jeotermal enerjiden üretilen elektriğin ülke ekonomisine, temininde dışa bağımlı olunan doğalgaz vb. kaynaklardan tasarruf edilmesi gibi sayısız katkı sağladığı belirtildi. Raporda ayrıca; Türkiye’de mevcut jeotermal kaynaklardan üretilen elektrik ile yaklaşık 330 bin ton akaryakıtın ve 1 milyar m3 doğalgazın ithalatını azalttığı, bu sayede de ülke ekonomisine 260 milyon dolarlık bir katkı sağlandığı belirtildi. An itibariyle kurulu güç üzerinden ödenen vergi ve yasal yükümlülükler ile birlikte jeotermal elektrik santrallerin ülke ekonomisine katkısının yıllık 440 milyon doları bulduğuna vurgu yapıldı.

Tamamının yerli yatırımcılar tarafından yerli sermaye ile yapılması, sektörde yabancı yatırımcı bulunmaması nedeni ile yurt dışına hiçbir kâr transferinin olmaması. Yatırımların yüzde 70’inin Türkiye’de üretilen yerli aksam ile gerçekleştiği temiz bir enerji olması nedeniyle Dünya Bankası ile Avrupa Yatırım Bankası tarafından düşük faiz oranlarıyla kredilendirilmesi Jeotermal enerjinin avantajları olduğu belirtildi.

Rüzgâr ve Güneş Santrallerine Göre 4 Kat Daha Verimli

JESDER’in hazırladığı bu raporda ayrıca; yüzde 98’i bulan kapasite faktörü ile çalışan 30 MW güçteki jeotermal elektrik santrali için yapılan alt yapı yatırımı, yüzde 30 kapasite faktörlü bir rüzgâr enerji santrali yahut yüzde 22,8 kapasite ile çalışan bir güneş enerjisi santralinin yatırım maliyetlerinin aynı olduğu vurgulandı. Jeotermal elektrik santrallerinin, hidroelektrik ve rüzgâr enerjisi santrallerinden 2 - 3 kat, güneş enerjisi santrallerinden ise 5 kat daha fazla verimli olduğu belirtildi.

“YEKDEM'in Jeotermale Desteği Devam Etmeli”

Raporda; YEKDEM mekanizması içinde JES’lere ayrılan payın küçültülmemesi, hatta düşük sıcaklıklı kaynaklardan üretilecek JES yatırımları için artırılması gerektiğini belirten JESDER Başkanı Ufuk Şentürk; “JES’lerin, rüzgâr, güneş ve su gibi diğer yenilenebilir enerji kaynakları ile çalışan RES, GES ve HES’lere göre kurulum maliyeti 3 ile 4 kat daha yüksektir. Buna nedenledir ki, YEKDEM’in jeotermal elektrik santrallerine ayırdığı teşvikin diğer yenilenebilir enerji kaynaklı üretimlere verilen destekle doğru orantıda olması gerekir” dedi.

“YEKDEM’den yararlanan diğer yenilenebilir enerji kaynaklı üretimlere verilen desteğe göz atacak olursak; JES’lerin, bu mekanizma içerisinde alt sıralarda yer aldığını görebiliriz.

YEKDEM’in kaynak türü bazından ödeme miktarları içerisinde jeotermal kaynaklı enerji üretim desteğinin 2016 sonu itibariyle, 389 milyon dolar ile yüzde 11 oranında pay aldığını görmekteyiz.

Jeotermal elektrik; Almanya’da 25+5 euro cent/kWh, Fransa’ da 15 yıl alım garantisi ile 20 euro cent/kWh, İngiltere’ de 140 GBP/MWh fiyat tarifesi üzerinden işlem görmekte iken, Türkiye’de 10,5 dolar Cent/kWh, bu durum da diğer ülkelere kıyasla düşük kalmaktadır. Uygulanan teşvik mekanizması ile JES’lerin kurulu güç kapasitesi son 5 yılda 5 kat artmış ve ülkemiz dünya çapında kurulu güç bakımından 7’nci sıraya yükselmiştir. Ülkemizin jeotermal elektrik potansiyelinin tümünün verimli bir şekilde kullanılabilmesi ve yatırımların devam edebilmesi adına teşvik mekanizmasının devam ettirilmesi çok önemlidir.

Keşfedilmiş sahalar tükendiğinden, yeni saha keşiflerinin yapılması gerekiyor. Bu keşiflerin yatırımcılar tarafından ilgi çekebilmesi adına ilave teşvik uygulamalarının oluşturulması önemlidir” diye ekledi. 

Bülteni paylaş
0 0